Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Delikanlı

Büyük eserlerinin arasında hiç anılmayan, gizli kalmış bir yapıttır Dostoyevski'nin Delikanlı 'sı. İlk sayfalarda bir Suç ve Ceza 'nın ön çalışması, bir taslağı izlenimi verebilir size. Ancak daha sonra roman, bu izlenimden kurtularak kendi başına büyümeye, bir özgün sanat eseri olmaya doğru ilerler. Bir kitapla ilgili fikirleriniz, ondan önce okuduğunuz pekçok kitapla birliktedir, bu nedenle bir kitap üzerine hiç kimse tek bir görüşte birleşemez. Açıkçası bu kitaptan önce Suç ve Ceza 'yı okumuş olmak, onun etkilerinden kurtulmam için düşünmeye yöneltti beni ve daha güzel bir tat almamı sağladı. Delikanlı, Arkadiy Makaroviç (Andreyeviç) Dolgorukiy'nin ta kendisi; Dostoyevski'nin kendi yüreğinden en çok iz taşıyan karakteridir bana göre. Baba figürünün özlemi ve nefreti arasında geçmiş kayıp bir çocukluk ve babayla (Andrey Petroviç Versilov) buluşma, onu çözmek için geçilen çetrefilli yollarda annesi, kızkardeşi, yasal kardeşler ve babasının ilişkide olduğu i

Ölmeden Okunacak 10 Roman

İlk kez bir 'ölmeden okunası eserler' listesi yayınlıyorum. Bu liste bir başkasının kendine dayanarak yazdığı bir liste. Sanırım klasikler her zaman büyük yer tutuyor bu tür listelerde. Nasıl eski şarkılar her daim gönlümüzde yer tutuyorsa, bu romanlar da öyleler. Ben bu listede 5 romanı okumuştum. Sizlerden gelecek önerileri okumaktan da keyif duyarım.. İyi okumalar!  Anna Karenina - Leo Tolstoy Karamazov Kardeşler - Fyodor Mihayloviç Dostoyevski Gazap Üzümleri - John Steinbeck Görünmez Adam - Ralph Ellison İhtiyar Balıkçı - Ernest Hemingway İnce Memed - Yaşar Kemal Yüzyıllık Yalnızlık - Gabriel Garcia Marquez Kara Kitap - Orhan Pamuk Gülün Adı - Umberto Eco İsa'ya Göre İncil - Jose Saramago Benim listemde bulunacak olan kitap adayları şunlar; 10 sayısıyla sınırlamak biraz güç olacaksa da: Kayıp Zamanın İzinde - Swann'ların Tarafı - Marcel Proust Cevdet Bey ve Oğulları - Orhan Pamuk Koku - Patrick Süskind Karamazov Kardeşler - Fyodor Mihayl

Bab-ı Esrar

Bu kitap, kendinden önce aynı konudan nemalanan ve sayıları bu ara çok fazlalaşarak kendi kendilerine engel teşkil eden pekçok kitap içinden alıp okuduğum ilki. Mevlânâ ve felsefesi, Şems-i Tebrizî ile hikâyesiyle iç içe geçmiş, yarı masal, yarı kâbus, yarı gerçek bir roman. Açıkçası 1. tekil kişinin ağzından anlatılan metinlere pek yaklaşmam. Sürekli 'ben, ben' kelimesi bana itici gelir. Kitapta da bir ara anlatı, neredeyse sadece sorularla ilerliyor. Kendi kendine sorduğu sorular uzayıp gidiyor, oysa bunları okuyucuya sordurmasını yeğlerdim yazarın. Kimya Karen, annesiyle kendini bırakıp giden babası, karnında doğurup doğurmayacağına henüz karar veremediği bebeğiyle Konya'ya gidiyor. Bir sigorta ekspertizi olduğu için orada yaşanmış bir yangın olayını araştırması gerekli. İlk günden son güne dek, çeşitli sanrılar ve rüyalar içerisinde Şems ile karşılaşıyor, hatta bazen onun bedenine girerek başından geçenleri görüyor. Ama son güne değin, gönül gözü kapalı olduğunda